Akman Atılgan 19.08.2017
Değerli BMX TR okurları,
Bir süredir röportajlara ara vermiştik. Bu ara biraz fazla uzadı. Halen tanıtılmaya değer çok fazla sürücümüz var. Biz de bu ay röportajımızı Antalya’dan Emre Keskin’le yapmaya karar verdik. Emre Keskin ekmeğini BMX’ten kazanan bir sürücü. Gösteri dünyasının içinde. Dolayısıyla spora farklı bir bakış açısı var. Ayrıca Türkiye’nin az sayıdaki rampa sürücülerinden. Bu da Park disiplininin olimpik bir spor olmasıyla Emre’yi ve Emre gibi hem street hem de rampada yetenekli sürücüleri önemli hale getiriyor. Umarız sizin için keyifli bir röportaj olur. 3,2,1, başla!
BMXTR: Selam Emre nasılsın? Antalya’da hayat nasıl gidiyor?
E.K.: Teşekkürler abi iyiyim. Biraz sıcak biraz aksiyon biraz gösteri derken Antalya hiç fena gitmiyor. Burada olmaktan dolayı mutluyum. Hem BMX’e biniyorum hem de hayatımı kazanıyorum.
BMX TR: Tamamdır, güzel. Show dünyası kısmına sonra geleceğiz. Önce bize biraz kendinden bahset. Kaç yaşındasın, aslen nerelisin? Aile, okul, iş kız arkadaş v.s.?
E.K.: 21 yaşındayım. Aslen Adanalıyım. Adana Marsa Sigorta Doğum Hastanesi’nde doğmuşum. 18 yaşına dek Adana’daydım. Bir ablam var. Açıktan lise okuyorum, bitince açıktan üniversite de okuyacağım. Kız arkadaş henüz yok. Abi şimdi ben biliyorum kaç yaşından beri sürüyorum, nasıl başladığımı falan diye soracaksın, ben seni hiç yormayayım direk konuya gireyim istersen…
BMX TR: Ahahaha peki madem biliyorsun ben susayım sen röportajı yap…
E.K.: Estağfurullah abi, başka bir şey soracaksan cevaplayayım.
BMX TR: Tamam o zaman soruyorum. Kaç yaşındasın, ne zamandan beri sürüyorsun?
E.K. Soru çok sürpriz oldu abi, hazırlıksız yakalandım ama söyleyeyim. 7 yıl önce bir tane arkadaşım BMX almıştı. Çok iyi bir BMX değildi. Bir akşam 3-4 arkadaşımızla beraber parka gittik. Arkadaşlarım Bunny Hop hareketi yapıyorlardı. Dedim ne var onu yapmasında verin ben de yaparım. Denedim ve çift tekeri yerden bir parmak kadar kaldırmayı başardım. Sonra benle dalga geçtiler kaldıramıyorsun falan diye. O zaman hırs yaptım ve kendime BMX toplamaya karar verdim. Annemden para istedim, arkadaşlarımdan borç aldım ve en sonunda biraz param birikmişti. Bizim bir tane Naki diye BMX dükkanı olan bir abimiz vardı. Onun yanına gittim. Danuel el yapımı bir kadro aldım ve sonra o kadroya gerekli olan parçaları aldım. 2 tane jantım eksikti, onları da arkadaşımın kullanmadığı küçük bisikletinden söküp BMX’imi tamamladım. Çok mutlu olmuştum ve böylece sürmeye başladım. Daha sonra Adana’da profesyonel olarak süren abilerimiin yanında sürmeye devam ettim. Böylece işler gelişti biraz.
BMX TR: Annen para verdiğine göre ailen bu konuda destekledi seni o zaman?
E.K.: Abi ailem bırak BMX’i beni hiçbir konuda desteklemiyordu. Sanırım çok yaramaz bir çocukmuşum! O parayı alırken BMX alacağımı söylememiştim.
BMX TR: 18 yaşına dek Adana’daydın. Sonra Antalya macerası nasıl başladı?
E.K.: Murat Özdemir’le beraber Adana’da bir skatepark işinde çalışıyorduk ancak o iş yürümedi. Ben de Cino Skate Park’la beraber çalışmaya başladım ve Antalya’ya geldim.
BMX TR: Tamam show dünyasına geçebiliriz. Bana biraz show dünyasından bahseder misin? Sporla show aynı şey mi sence? Show seni spor açısından geliştiriyor mu?
E.K.: Abi aslında sen de iyi bilirsin BMX’te show işin bir parçası. İnsanların seyretmesi için yapılan estetik bi iş. Yani kısacası show bizim işimiz abi. Kendimi bildim bileli show yapıyorum. Tabi sporla show iki farklı şey ama ben onları aynı potada eritip kendimi geliştirebiliyorum. İnsanın içinden gelmesi lazım. İstersek herşey olur. Tabi neredeyse haftanın her günü geceleri gösteriye çıkıyorum dolayısıyla hep antremanlı olmalıyım. O nedenle hergün 4.5-5 saat antreman yapıyorum sabahları. Öğlen dinleniyorum akşamları da gösteriye çıkıyorum.
BMX TR: Peki bu gösteriler sırasında başına ilginç şeyler geliyor mu? Seyirci tepkisi, kızlar v.s. gibi?
E.K.: Kızlar her zaman var. Showdan sonra gelip numaramı isteyenler oluyor. Özellikle peşimi bırakmayan Ukraynalı animasyoncular çok oluyor. Herneyse oralara çok girmeyeyim. Seyirci tepkisi genelde çok iyi oluyor. Bir backflip atıyorum “AAAAOOOOOOO” sesleri yükseliyor, alkışlar topluyoruz falan. Kısacası seyirci tepkisi genelde çok güzel.
BMX TR: Yani sokaktaki seyirci ile oteldeki seyirci tepkisi farklı değil mi?
E.K.: Tabii ki farklı. Oteldeki turistler seyrettiği gösterinin kıymetini biliyor, emeği taktirle karşılıyor ama sokaktaki halk farklı. Yine de güzel spotlar görürsem Antalya’da street sürüyorum ama genelde yorgun olduğum için antremanlar dışında pek sürme şansım olmuyor.
BMX TR: Evet sokaklarda kovulma olayı maalesef BMX’çinin kanayan yarası. Peki show sırasında quarter pipe ve launch kullanıyorsun. Bunlar genelde parka yönelik şeyler. Kendini ne hangi disiplinin sürücüsü olarak tanımlıyorsun peki?
E.K.: Ben BMX’i o kadar çok seviyorum ki, elimden geldiği kadarıyla 3 kategoride de sürmeye çalışıyorum. Flatland, Street ve Rampa. Şu an rampa yoğunluklu sürüyorum ama ilk başladığımdan itibaren 5 yıldır Street sürüyordum. Şu an bile Street’de kimsenin yapamadığı kombineleri yapabiliyorum. Bazen Flatland’le streeti birleştirip kombinler çıkartıyorum. Yani aslında tam anlamıyla şu disiplinin sürücüsüyüm demek istemiyorum.
BMX TR: Biliyorsun park artık olimpik bir spor ve geleceği parlak. Ama elbette diğerlerine göre fazla risklerin alındığı bir disiplin. Sakatlıkları ciddi olabiliyor.
E.K. Bazı sakatlıklar yaşadıktan sonra park bana da tehlikeli gelmeye başladı. Ancak çok sevdiğim için ağrı ve sızılara rağmen kopamadım ve sürmeye devam ediyorum. Yapabildiğim hareketlerde sorun yok ama ilk defa denediğim hareketlerde biraz tereddüt ettiğim oluyor.
BMX TR: Ciddi bir sakatlık geçirdiğini biliyoruz. Nasıl oldu? Eskisi kadar iyileştin mi?
E.K.: Hayatımdan tam 1 sene kaybettim bu sakatlık yüzünden. Show sırasında 360 atarken düşeceğimi anladım, BMX’i attım havadayken. İki ayağımın üstüne indim, seyircilere karşı güldüm, selam verip Backstage’e geçtim. Hayatımda ilk defa böyle bir acı hissetmiştim sanırım. Gerçekten çok zor geçti sakatlık dönemi hala da ağrısını hissediyorum her gün tam iyileşmedi ama iyileşmesi için elimden geleni yapıyorum.
BMX TR: Cino sanırım bu sakatlıklarda devreye giriyor değil mi?
E.K.: Tabii ki Allah razı olsun kendilerinden. Ameliyatım dahil olmak üzere her konuda yardımcı oldular, hala da oluyorlar. Abilerin kralları diyebilirim Boğaç ve Güney abi için. Ediz abi de sağolsun BMX TR olarak Galatasaray’ın doktoru Yener abiyi ayarladı. Çok başarılı ameliyatlar geçirdim sayesinde. Buradan tekrar teşekkürlerimi sunuyorum beni destekleyip yardımcı oldukları için.
BMX TR:
BMX TR: Türkiye’de BMX’i nasıl görüyorsun Emre?
E.K.: Türkiye’de BMX’i çok zayıf görüyorum hala. Elbette bir hareketlenme var eski,ye göre son 1-2 senedir ama daha fazla yarışma ve etkinlik yapılması lazım, yurtdışındaki yarışmalar ve etkinlikler gibi olması lazım. Benim çalıştığım Cino firması olmasaydı Türkiye’de belki kendimi bu kadar geliştiremezdim. Daha çok gelişmesi için büyük organizasyonların olmasını istiyoruz.
BMX TR: Tabi bu arada bizim yaptığımız etkinliklere de sporcular uçaklarını kaçırmadan gelirlerse, Köln’e gittiğimiz zaman vizelerini çıkartabilirlerse o birkaç etkinlik de kaçmamış olur değil mi Emre?
E.K.: Abi attığın taşı eğilerek savuşturuyorum. Haklısın haklı olmasına da iş güç nedeniyle böyle aksilikler oluyor tabii J
BMX TR: Peki Türkiye’de kimlerle birlikte sğrmekten zevk alıyorsun? Belirli bir arkadaş grubun veya uzaktan da olsa görüştüğün, stillerini beğendiğin kimse var mı?
E.K.: Türkiye’de beraber sürdüğüm pek insan yok. Genelde tek başıma sürüyorum. Rampada Kadir’i severim. Street’de Emir Çelikbağ’ın üzerine kimseyi tanımam. Bence o da keşfedilmemiş bir yetenektir. Flatland’de de Feyyaz Birsözü’yü tek geçerim.
BMX TR: Murat Özdemir’i unutuyor musun Flatland’de?
E.K.: Evet yurtiçi ve yurtdışındaki yarışmalarda Türkiye’de flatlandi şu anda o temsil ediyor kabul ediyorum ama bana kalırsa Feyyaz abi sürmeye devam etseydi belki de çoğu yarışmalarda derece alabilirdik. Çünkü Feyyaz abi hem street sürüyordu hem de flatland yapıyordu ve yaptığı çoğu hareketi hala Türkiye’de yapan birisini görmedim.
BMX TR: Peki gelecekle ilgili planların nedir? 10-15 sene sonra kendini nerede görüyorsun?
E.K.: Gelecek için planım nedir? Güzel sordun abicim. Ben kendimi sporcu olarak görüyorum. Belirli bir seviyeye geldikten sonra dünyaya Türkiye’yi tanıtmak istiyorum. Türkün gücünü görsünler istiyorum. Sağlığım el verdiği sürece sürmeye devam edeceğim. Haro sürücüsü Ryan Nyquist mesela 37 yaşında ve sürmeye de devam ediyor. Stilini çok beğeniyorum. Hala hareketleri çok rahat yapıyor. Bence 40 yaşından sonra da sürmeye devam eder. Ben de kaç yaşında olduğum farketmez ister yaşım 40 olsun ister 50 olsun, şu anki düşüncelerim ileride değişse bile sürmeyi bırakmayı düşünmüyorum.
BMX TR: Açıktan lise okuduğunu ve üniversiteyi de açıktan okuyacağını söylemiştin. Eğitim almak güzel bir şey. Ama dünya çapında sürücü olmak için sana tavsiyem İngilizce konusuna el at. Gerçi Antalya’da pratik yapma şansın epey oluyrdur herhalde…
E.K.: Tabi ki açık liseden okulumu bitirmeye çalışıyorum lise bitince açıktan üniverste okumak istiyorum hem çalışıp hem okumak biraz zor oluyor ama okuyoruz abi hayat böyle. İngilizceye gelince, İngilizcem ilkokuldan beri çok iyi abi. Bir tane öğretmenim vardı. Çok seksi bir kadındı dolayısıyla hocanın her dediğini yapardım. 5 kelime ezberleyin derdi 10 tane ezberlerdim. 10 kere Türkçesini İngilizcesini yazın derdi 20 kere yazardım. İngilizce küçüklükten beri en sevdiğim dersti hala da öyle. Dolayısıyla dil problemim yok diyebilirim. E tabi Antalya’da epey kullanıyorum İngilizcemi.
BMX TR: İsmail Emre Dalgıç’la beraber çalışıyordunuz Cino için değil mi Antalya’da? Ne düşünüyorsun İsmail hakkında?
E.K.: İsmail yaşına ve boyuna göre çok yetenekli birisi. İleride daha da iyi olacaktır buna eminim. Ama ufak bir eleştirim var ona, başta annesi olmak üzere abilerinin de sözünü biraz dinlemesi lazım.
BMX TR: Ne gibi söz dinlemiyor?
E.K.: Dizinde problem var, ben abisi olarak endişeleniyorum ama buna rağmen binmeden edemiyor showa çıkıyor.
BMX TR: Evet Köln’de de İsmail’in o sorunu vardı, biz kendisini çok uyardık bu konuda doğru kararı alması için. Ama herkesten çok o sürdü Köln’de. Oldukça hırslı ama tabii dikkat etmesi gerekir. Biraz önce dikkatimi çekti street, flatland rampa hepsini deniyorum Street ve flatlandi birleştiriyorum dedin. Bu hareketlerden örnek verebilir misin? Matthias Dandois bunu çok yapar çünkü.
E.K.: Flatland hareketlerinin adını tam olarak bilmiyorum ama anlatayım arka pegde dönüyorum 4 tur en son da bunny bar atıyorum mesela, veya bir tane uzun bir spot bulup basamak yukarı hang five başlıyor whiplash atıyorum. Matthias Dandois’in LaBastille kadrosu bu konuda beni çok rahatlatıyor onun gibi pro bir sürücünün istediği açılarda üretilmiş bir kadro neticede.
BMX TR: Peki kısa vadede katılmayı düşündüğün bir yarışma var mı?
E.K.: Yok açıkçası kendimi henüz yarışma seviyesinde görmüyorum.
BMX TR: Biraz önce yeteri kadar yarışma yok dedin, şimdi de yarışmaya hazır değilim diyorsun? Bu biraz kendine haksızlık değil mi? Köln’deki street-park karışımı parkur bence tam sana göreydi.
E.K.: Evet videoları izledim, çok da hoşuma gitti. Keşke orada olsaydım dedirten bir parkurdu.
BMX TR: Bence diğer Türk sürücülerimizden bir eksiğin yoktu, yarışabilirdin.
E.K.: Kendimi hazır hissetmiyorum. Ben gidersem orada birinci olmak için giderim ama kendimi henüz o seviyede görmüyorum.
BMX TR: Bana kalırsa bu yanlış bir düşünce. Herşeye adım adım ulaşmak en doğrusu. Yarışma psikolojisini tecrübe etmek şart. İlk yarışta birinci olacağım psikolojisiyle girmemelisin olaya, zaten o psikolojinin verdiği stresle birinci de olmak bence mümkün değil.
E.K.: Showlar da bence yarışma psikolojisi ile aynı.
BMX TR: Pek sayılmaz, showlarda rakibin yok. Jüri yok, puanlama yok. Bunu her zaman söylüyorum, ilk 1-2 yarışta sadece yarışma tecrübesi kazanmak ve sürmek, insanlarla tanışmak ortamı tatmak ve tabii ki biraz da mücadele etmek için çaba sarfetmeli. Neticede 30-40 sürücü katılıyor sadece 3 tanesi kürsü görüyor. Bu tecrübe seni hem BMX dünyasına ve sponsorlara tanıtacaktır hem de yarışma tecrübesi kazandıracaktır. Dolayısıyla daha ilk yarışta kendini çok kasmamak lazım.
E.K. Doğru söylüyorsun yarışma tecrübesi tabii ki önemli abi. Ama ben kasılmayı heyecan yapmayı gerektirecek bir şey görmüyorum ki. Sonuçta yarışmaya katılacaksam yapacağım hareketleri ezberlemişsem showumu yaptığım gibi yarışmada da sıra sıra dizerim hareketleri.
BMX TR: Peki. O zaman hazırsın yarışmaya. Ben sana söylüyorum aslında kendin de söylüyorsun ama farkında değilsin. Bir yerden başlamak lazım.
E.K.: Teşekkürler abi ama hareket olarak eksiğim var. Dereyi görmeden paçaları sıvamamak lazım diyorum ben. Benim hakkında söylediklerin için teşekkür ederim, senin düşüncene de saygı duyuyorum abi. Ama gideceğim ilk yarışmaya birinci olmaya değil deneyim olsun düşüncesiyle gideceğim söz. Birinci olmaya değil kendimi göstermeye gideceğim.
BMX TR: Aynen ben de bunu diyorum. Ama yıllar sürmesin yarışmaya gitmek. Sen bu işi bir programa al. Peki yabancı sürücüler arasında Ryan Nyquist dışında kimler var senin için?
E.K.: Logan Martin, Harry Main, Mark Webb, Matthias Dandois, Pat Casey, Garret Reynolds bunları çok beğeniyorum.
BMX TR: Yeni başlayanlara söylemek istediğin bir şey var mı?
E.K. Başarılı olmak için çok çalışmaları lazım, pes etmeden ben hareket yapamıyorum demeden çalışmaları ve BMX’i terketmemeleri lazım.
BMX TR: Emre bize verdiğin bu güzel röportaj için çok teşekkür ederiz. Umuyoruz Show dünyasında edindiğin tecrübelerle BMX’te spor olarak çok büyük başarılar kazanır ve hayallerini gereçekleştirirsin.
E.K.: Asıl ben teşekkür ederim bu röportaj için. BMX TR olarak Türkiye’de BMX’e çok şeyler katıyorsunuz, inşallah herşey gönlünüzce olur!