ARALIK 2015
VIKI GOMEZ İLE RÖPORTAJ
"2015 BMX flatland dünya şampiyonu, aynı zamanda bir Red Bull sporcusu olan Viki Gomez, Aralık ayında Hip Hop Jam için ülkemizdeydi. Tüm Türk BMX severler gibi BMX TR olarak biz de çok heyecanlandık. BMX TR'yi kurduğumuz bugünlerde bir dünya şampiyonunun ülkemize gelmiş olması bizler için gerçekten röportaj bulunmaz bir şanstı. BMX TR'dan Ediz TENŞİ'nin girişimi, Akman ATILGAN'ın röportaj hazırlığı ve Red Bull'un da desteğiyle bizimle Beşiktaş'ta hem sürmek hem de röportaj yapmayı kabul etti. Böylece BMX TR tarihindeki ilk röportajı bir dünya şampiyonuyla yapmış oldu! İşte Viki Gomez hayranlarının onun hakkında bilmek istediklerini okuyabilecekleri Aralık 2015 Viki Gomez röportajı!"
AKMAN ATILGAN
AA: Merhaba Viki. BMX TR olarak 2015 Dünya Flatland şampiyonuyla röportaj yaptığımız için kendimizi oldukça ayrıcalıklı hissediyoruz. Dünyadaki onbinlerce BMX meraklısı için bir kahramansın. Türkiye’de de birçok Türk sürücü senin burada olmandan ötürü çok heyecanlı. Öyle ki sırf seni görüp seninle aynı parkı paylaşabilmek için Gaziantep ve Adana’dan gelmiş ve aynı gün akşam uçağıyla memleketlerine dönecek olan sürücüler de şu an Beşiktaş’ta bizimle birlikte.
VG: Güzel sözlerin için teşekkürler Akman. Ben de bugün hem İstanbul’da olmaktan hem de Türk sürücülerle beraber olmaktan dolayı çok mutluyum.
AA: Önce kendimizi tanıtalım. BMX TR, BMX’in tüm disiplinlerinde Türkiye’de genç sporculara sevdirilmesi ve yaygınlaştırılması, BMX kültürünün gençlere aşılanması amacıyla kurulmuş Türkiye’nin ilk ve tek BMX topluluğudur. Topluluğun kurucuları şu an kendi işlerine sahip ya da profesyonel olarak çalışan ancak hayatarının bir bölümünü BMX için faaliyetlere ayıran, 1988 yılından beri de aktif olarak BMX süren old school sürücülerden oluşuyor.
Evet röportajımıza kolay bir sorudan başlayalım. Kaç yaşındasın, nerelisin, ne zamandan beri sürüyorsun ve BMX e başlayışın nasıl oldu?
VG: 34 yaşındayım. Madrid’liyim. 20 yıldır sürüyorum. İlk defa 14 yaşında Retiro park’ta BMX sürenleri görmüştüm. O zamanlar basit ucuz bir BMX’im vardı.
AA: Bir BH Californian’dı değil mi?
VG: Haha evet biliyorsun! Bir BH Californian’dı. O çocuklarla parkta tanıştım ve arkadaş olduk. O günden beri BMX’e biniyorum.
AA: Parkta bu tanışmayla ilgili de ufak bir anın var sanırım. Özellikle Viki takma adını almanla ilgili?
VG: Doğru. O zamanlar küçük ve kısa boyluydum ve upuzun saçlarım vardı. O gün de bir bere takıyordum. Parkta o gün tanıştığım çocuklar beni Viki The Viking çizgi filminin karakteri Viki’ye benzetmişlerdi. Asıl ismim Jorge ama herkes beni Viki olarak tanıyor!
AA: Parkta tanıştığın arkadaşlardan bahsetmişken, biz eski sürücüler olarak yıllar sonra şunu görüyoruz: Çocukluk ve gençlik yıllarımızda çok arkadaşımız oldu ama bunların en kalıcı olanları BMX çevresinde edinilen dostluklar olmuştur. Bugün aradan 27 yıl geçmesine rağmen ve hayat hepimizi farklı yerlere götürmüşken tüm BMX arkadaşlarımızla halen biraradayız ve görüşüyoruz. Bu konuda ne söylemek istersin?
VG: Evet ilginçtir. 20 yıl önce beraber sürdüğüm arkadaşlarımın bir çoğu artık sürmüyor. Ancak neredeyse hepsiyle arkadaşlığımız devam ediyor ve görüşüyoruz. 14 yaşındayken hiç arkadaşım yoktu diyebilirim ama o parkta o gün o çocuklarla tanışmam bir anda kendimi çok büyük bir arkadaş grubu içerisinde bulmama sebep oldu. Evet BMX’in kesinlikle insanları kendi çevresinde toplama ve birleştirme konusunda bir sihri var!
AA: Özellikle flatland disiplini çok çalışma, konsantrasyon, hata yapmama ve hassasiyet üzerine kurulu. Düzenli bir başarı grafiğin var, bu başarını neye borçlusun?
VG: Öncelikle zihnin buna hazır olması gerek. Ben başarılı olmamı kendimi flatland yaparken özgür hissetmeme bağlıyorum. Bisikletimi kendi istediğim gibi kullanıyorum, kendimi olabildiğince özgür bırakıyorum. Tek bir stile saplanıp kalmıyorum. Sürüş tarzımda tutucu değilim tarzımı her istediğim zaman değiştirebilirim. Sanırım bunlar beni özgür kılıyor ve başarılı olmamı sağlıyor.
AA: 20 yıllık sürücülük ve 15 yıllık profesyonel hayatında hiç düşmeyen başarı grafiğinle sıradışı bir sürücüsün. 34 yaşındasın ve aslında hem mid school hem de new school dönemlerine şahitlik etmiş olman dolayısıyla endüstrinin, bisikletlerin ve hareketlerin geçirdiği evrime tanıklık etmiş nadir sporculardan birisin. Bu 20 sene içerisinde flatlandın gelişimi hakkında ne söylemek istersin?
VG: Evet BMX e başladığım ilk yıllardan günümüze dek o kadar çok şey değişti ki. Bugün o dönemlerde hayal bile edemeyeceğimiz hareketler yapılıyor. Bisikletler o dönemlere kıyasalanamayacak kadar daha iyi geometri ve teknolojilere sahip. Şimdiki bisikletler son derece hafif. Ayrıca sürüş teknikleri de çok değişti. Artık frenler neredeyse hiç kullanılmıyor. Ben de çoğunlukla kullanmıyorum ama yeni başlayan sürücülerin bu işe frensiz başlamakla kendilerini sınırladıklarını ve kendi ilerlemelerine engel olduğunu düşünüyorum.
AA: Yani fren kullanmamakla bu işi öğrenmelerini zorlaştırıyorlar mı demek istiyorsun?
VG: Evet doğru. Fren ve “scuffing” BMX’in temeli ve BMX’i tanımalarında çok önemli faktörler. Çünkü fren ve “scuffing” bisikletin tüm kontrolünü ele almanıza ve onu tanımanıza izin verir. Ancak bunları kullanarak bir sonraki aşamaya geçebileceklerini sanıyorum.
AA: Evet bunu yeni başlayan sürücüler için dünya şampiyonundan önemli bir tavsiye olak not edelim ve sonraki sorumuza geçelim. Yeni hareketler icat etmede sürücüler ne kadar daha ileri gidecekler? Bu bir yerde duracak mı yoksa BMX sonsuz bir spor mu?
VG: Elbette ki bu sorunun cevabı BMX’in sonsuz bir spor olduğu! Önceki soruna da dönersek 20 yıldır BMX’teki gelişim de bunu gösteriyor. Kesinlikle sınır yok diyebilirim.
AA: Sana ait bir çok imza hareketin var. Yeni bir hareket icat etme sürecin nedir? Daha önce hiç kimsenin yapmadığı bir hareketi icat etmenin yolu nelerden geçiyor?
VG: Bazen beğendiğim bir hareketten ilham alıyorum ve o hareketi geliştirerek ve dönüştürerek tamamen farklı yeni bir hareket ortaya çıkarıyorum. Bazen de sürerken yanlışlıkla bir yere bastığım oluyor, veya içgüdüsel olarak bir hareket yapıyorum ve ortaya yeni bir hareket çıkıyor. Yani bazen düşünerek ve planlayarak bazen de tamamen kaza eseri! Nasıl olursa olsun bu çok zevkli birşey.
AA: 6 kıtada 60 dan fazla ülke gezdin ve...
VG: 66!
AA: Haha Pardon. Demek bilgim çok güncel değil. Her geçen gün listeye yeni bir ülke ekleniyor olmalı! Bu kadar gezi ve farkı kültürlerle karşılaşmak farklı ülkelerde bisiklete binmek hayat görüşünde ve mesleğinde ne gibi farklılıklar yarattı?
VG: Evet dünyanın bir çok yerinde gösteriler yapıyorum ve sevdiğim işi insanlara tanıtıyorum. Bu çok güzel birşey. Bu bana büyük ilham kaynağı veriyor. İnsanların mutlu olduğunu hissediyorum.
AA: Gittiğin bazı ülkelerde insanlar belki de BMX’i ilk defa görüyor değil mi? O gibi ülkelerde durum nasıl? BMX in çok tanındığı bir Avrupa ülkesindeki seyirciyle mesela bir Ortadoğu ülkesinin seyircisinin verdiği tepkiyi kıyaslayabilir misin?
VG: Evet Afrika, Latin Amerika, Ortadoğu gibi ülkelerin seyircileri için yeni birşey olduğundan oralardaki ülkelerde daha çok değer verildiğimi hissedebiliyorum. Bazen sana bir süper starmışsın gibi davranıyorlar. Çocuklar bisikletleriyle geliyorlar uzun tezahüratlar yapıyorlar. BMX’in tanındığı ülkelerde durum biraz daha değişik olmakla beraber saygı herzaman var. Her ülke tabii farklı tepkiler veriyor.
AA: Bize KUOPPA GOMEZ Bikes hakkında birşeyler söylemek ister misin?
VG: Evet biliyorsun KGB öncesi birkaç çılgın dizayn ve deneme yapmıştık. Daha sonra bu denemeleri durdurduk ve KGB markasını ortaya çıkardık. Güzel geometrili ve süper sağlam bir modelle çıktık. Ancak bu daha çok street ağırlıklı bir BMX’ti. Benim hayalimde ise bir freestyle bisiklet yapmak vardı. Bu yeni dizayn bence gelinebilecek son nokta. Testlerini ben yaptım. Sağlam bir bisiklet ve sürücü için hareket alanı sağlayan bir dizayn. Sürücülerin rahat edeceğini düşünüyorum. Bununla beraber gidon, çatal, stem (boğaz) gibi parçaları da kendi adımız altında üretiyoruz.
AA: Evet özellikle Marty KUOPPA’nın stem üzerinde yaptığı hareketler çok meşhur değil mi?
VG: Haha evet Marty bu hareketleri çok seviyor, sırf bunun için V şeklinde bir stem bile yaptırdı.
AA: Gerçi bu stem hareketlerinin vücudunu çok zorladığını söylüyor ama...
VG: Evet son zamanlarda bekiyle ilgili sorunlar yaşadı ama şimdi iyi ve daha dikkatli kullanıyor.
AA: Evet hava soğuk seni daha fazla yormayalım Viki. Son olarak Türk sürücülere BMX’te bir gelecek edinmeleri için tavsiyelerin var mı?
VG: Herşeyden önce ilk amaçları BMX sürmekten zevk almak olmalı. Bunu zevk için yapmalılar. Bunu önce kalbinizde hisseddeceksiniz ki seyirciler de gördükleri şeyden zevk alacaklar. Ayrıca halka açık yerlerde sürerken sporu temsil ettiklerini hiç unutmamalılar. Davranışları düzgün olmalı. BMX sporunun yüzü olduklarını asla unutmamalılar. İnsanlar çünkü sporu sadece yapılan hareketlerle değil aynı zamanda sporcunun kişiliğiyle de değerlendiriyor.
AA: Evet Viki, röportajımızın sonuna geldik. Bize zaman ayırdığın için çok teşekkür ederiz. Ayrıca RedBull’a da bu röportajın gerçekleşmesini sağladığı için koskocaman bir teşekkür. Ayrılmadan önce BMX TR olarak bizi hatırlaman için sana T-Shirt, bayrak gibi ufak tefek birkaç hediyemiz var, kabul edersen çok memnun oluruz.
VG: Ben de Türkiye’de sizler gibi insanlarla tanıştığıma çok memnun oldum. Umarım topluluğunuzun hedeflerinde başarılı olursunuz. Umarım tekrar görüşmek üzere!
<!