MURAT BAŞKAN
Yıl 1980, BMX`le tanışma yılı. Yer Almanya, Bülent ve Uwe adlı sınıf arkadaşlarımla beraber BMX`e başlamaya karar verdik. El harçlığımız el vermediği icin Bmx`e benzer kadrolar, çatallar, jantlar alındı hurdacıdan, maviye kırmızıya boyandı , dış lastikleri bile boyadığımı hatırlıyorum. E.T . filmi sinamalara gelince çok heyecanlanmıştık, hani BMX’e biniyorlar ya, Kuwahara ayağı, BMX dergiler alındı, Freestyle Hareketleri öğrenmek icin. İlk Endo’mu, Wheelie’mi hatırlıyorum. Zaman geçtikçe biriktirdiğimiz harçlıklarla Redline Kadro ,Skyway Tuff II, Elina Sele vs. almaya başladım ve nihayet bir BMX’im oldu. Ailemin Türkiye`ye kesin dönüş yapmasıyla Redline BMX’imle İstanbul Ataköy’e iniş yaptım.
1985-1986 yılında kimsenin İstanbul’da BMX binmediğini sanıyordum, Wheelie yaptığım zaman herkes garip garip bakıyordu. Derken uzun zaman sonra bir yaz günü BMX’imle Bakırköy’den eve doğru giderken direksiyonumda takılı bir poşet, poşetin içinde dört tane boş Whisky şişesi ile Ataköy 4.kısım polis karakolunun önünden geçerken iki kişi ile karşılaştım, altlarında BMX. Şaşırdım kaldım. Onlar da beni görünce şaşırıp kaldılar. Enver ile Kemal adlı arkadaşlarla polis karakolunun önünde tanıştık, poşetimi yolun kenarına koyup Freestyle hareketleri yapmaya başladık, o hareket bu hareket derken bizim poşetin yanında bir otomobil durdu ve poşet içindeki boş şişelerle beraber bir anda gözümüzden uzaklaştı. O günden sonra her hafta sonu, hafta içi okuldan sonra kitapları bir köşeye fırlatıp Ataköy 2.kısımda tenis sahasında buluşup BMX’e biniyorduk, Bakırköy meydan gibi yerlerde gösteri yapıp seyirci topluyorduk. Bu arada tanıdığımız bir kaç arkadaş bu spora merak sarıp bizlerle takılmaya başlayıp sürmeyi öğrendiler. RadDogs diye bir grup kuruldu, grubun elemanları Ahmet, Ediz Melih, Sinan, Cenk, Enver, Kemal ve ben. Hayır unutmadım tabi ki, bir de kaykaycı arkadaş kazandık yanımıza, Boğaç, Türkiye’de o zamanın ilk Kaykaya başlayıp sürmeyi öğrenen arkadaşımız. Hatırladığım kadarıyla Castrol için gösteriler, Yeşilköy Spor Klübü gibi yerlerde gösteriler yapıyorduk.
BMX’imizde herhangi bir sorun olduğu zaman Metin abimiz vardı ozaman, Bakırköy’ün arka sokaklarında bir bisikletçi dükkanı sahibi. Dirseklerine kadar yağ içinde bisiklet tamir ediyordu. Lazım olan parçaları oradan aliyorduk, pegleri demircide yaptırıyorduk. Derken iş hayatı ve vatani görev bu spordan kopmama neden oldu. Bizim Redline BMX odadan balkona, balkondan nemli kömürlüğe indirildi, yeniden Almanya’ya gelmem, iş hayatına atılmam bana BMX’i iyice unutturdu. Rahmetli annemin BMX’imi demirciye vermemesini zar zor engelleyip Münih’e getirdim. İki sene de benim bodrumda kutunun içinde unutuldu kaldı. 2015 yılının son aylarında bir akşam aşağıya inip kutuyu eve çıkarıp Redline’ımı toplamaya başladım. Her elime aldığım parça vücudumda bir elektriklenmeye yol açıp o eski günlere götürdü beni . En sonunda BMX’im toplu bir halde odada önümde duruyordu. Ben ona, o da bana bakıyordu ve o eski yaşadığımız günleri bir film gibi gene hatırlamaya başladım. Bu satırları yazarken tüylerimin diken diken olmasının nedeni o günlerin süper olması olsa gerek. Şu anda halen temas halinde olduğum değerli Oldschool BMX arkadaşlarımın yardımları sayesinde çocukken hayal ettiğim 1985 model Redline RL20 II sahibi oldum ve yeniden canlandım. Artık bu işin içinden çıkmam iyice imkansızlaştı !