Cenk BİLGİN
Bakırköy Zuhuratbaba Mahallesi ve Ataköy’de büyüdüm, neredeyse tüm hayatım bisikletle haşır neşir olarak geçti. Hayatımda bisikletten daha önemli birşey vardı dersem yalan olur.ilk bisikletim halamın oğlunun cocukluğundan kalan Raleigh marka bir kız bisikletiydi, yaşım dokuz,on falandı. O bisikletle,bisikletin ruhuna hiç yakışmayan hareketler yapardım. Yüksek kaldırımlardan atlar,geri zıplardım, başka birşey yapmak pek mümkün değildi. Zaten ne yapılır bir fikrim de yoktu, işin bisiklet söküp takma ve mekanik kısmına hiç girmiyorum,zavallı fazla dayanamadı..
1986 da Rad BMX filmini seyrettikten sonra bizimkilere zar zor bir BMX aldırttım. Tek parça kranklı Bisan çok hoşuma gitmişti ama daha ucuz olduğu için bizimkiler bana Cenk marka bir BMX almışlardı,yaşım oniki idi, olsundu, o da olurdu...
Cenk BMX'imle mutlu mesut hoplaya zıplaya gezip filmde gördügüm hareketleri yapmaya çalışıyordum. O aralar kaykaya binen Boğaç'la tanıştık. Nasıl denk geldiğimizi hiç hatırlamıyorum, asi çocuklar birbirini bulmuştu, Boğaç’la rampa yapmak için Ataköy’den bir otobüs durağını söküp kaykayın üzerinde kilometrelerce, evin bahçesine taşıdığımızı hatırlıyorum.
Bir gün bizim sokakta "CENK" BMX'imle ayakta “wheelie” yaparken son model Doğan!:) arabasının yanında dikilen biri beni yanına çağırdı. Tam otuziki pedal atmıştım wheelie'de... Çok güzel hareket yaptığımı söyledi,kartını verdi. Zaten iki sokak aşağıda oturuyormuş. Kusura bakmayın adını unuttum, Merter'de fabrikası varmış, fabrikaya gelmemi ve oradakilere neler yaptığımı göstermemi istedi. Kendisi kullandığım CENK BMX'in fabrikasının sahibiydi!!!
Ertesi gün Bakırköy'den aşşa kaptırıp Merter'e fabrikaya gittim, beş katlı koca bir binanın bir katından oluşuyordu, herkesle tanıştım biraz show yaptım. Sonra bisikletimi bir güzel yenilediler, istediğin zaman gel bisikletini yenileyelim dediler. Evet farkında olmadan hatta anlamını bile bilmiyorken sponsorum olmuştu. Yaşım oniki ve Türkiye’nin ilk sponsorlu BMX sürücüsüydüm. Çok kereler BMX'imi yenilettim orada.
Ataköy'de Murat, Enver, Öge, Sinan, Kaya ile tanışmam orta son sınıf ve lise bir zamanlarına denk geldi. Ataköy'de BMX süren bir tayfa olduğunu ise iki sokak aşağıda oturan ve önceden Almanya’da yaşayan, BMX sürerken tesadüf eseri karşılaşıp tanıştığım Tunç'tan ögrenmiştim. Ahmet'leyse lisede aynı sınıfa denk gelmiştik... Biraz çekingen biri olarak, gruba dahil olmak kolay gözükmüyordu. Bildiklerimi 2.kısımdaki tenis sahasının bir köşesinde yapıyordum. Uzaktan ,Endo vs gibi hareketler, kaynaşmamız ise Cherrypicker ve Bunnyhop 180 den sonra oldu :)))
Her Cherrypicker ve 180 den sonra yamulan bisikletimi düzeltiyordum, sonra kendime bir Raleigh Burner aldım. Bu, Cenk BMX ile sözleşmemizin sonu olmuştu.
Kısa bir "zoid"lik döneminden sonra artık Rad Dogs'un bir parçası olmuştum. Sinan grupla kaynaşmamda ve parça konusunda çok yardımcı oldu. Daha sonra Ediz, Oğuz (Facik), Melih, Hakan (Zenci) ile zaman içerisinde tanışıp bir araya geldik,grubun kurucularından ve isim babası olan Kemal abi o sıralar BMX'i bırakıp daha çok müzikle uğraşmaya başlamıştı. (Metafor Kemal), Mustafa, Ergin (Darkside) ve şimdi adını hatırlayamadığım birçok BMX'ci ile tanışmamız daha sonra oldu.
Beraber çok güzel günler yaşadık, 1989 da yine şans eseri Beldesan firmasının Fransa’dan getirdiği, Gülhane Parkı’nda gösteri yapan Fransız BMX’çilerle tanıştık. Bizim için ve Türkiye’deki BMX faaliyetleri için dönüm noktasıydı. Beldesan, gösteriler bittikten sonra rampaları bize hediye etti. O rampalarla pek çok gösteriler yaptık. Çok uzattım sanki, yaşım 42 yeni bir BMX aldım, evet sürmeye devam ediyorum!