Bisiklete binmeye 6 yaşında başladım. O zamanlar dolma lastik diye tabir edilen Cevher marka bisikletim vardı, yedek tekerlekleri tek tek kırılarak tek başıma kullanmayı öğrendim. Daha sonra Pinokyo adlı  bisikletim oldu. BMX ile ilk tanışmam 1986 yılında “BMX Bandits ve Rad” adlı filmlerledir. Sonra Pinokyo’nun çamurluklarını sökerek şimdiki adı peg olan demir çubukları yanlarına kaynatarak hareketler demeye başladım. Mahallemize Almanya’dan gelen birinin altında Skyway marka bisikleti görmem üzerine kendisiyle bir şekilde tanışıp bisikleti bana satmasını istedim. Kendisine Skyway’in karşılığında Pinokyo bisikleti, Commodore 64 bilgisayarımı ve bir miktarda harçlıklarımdan biriktirdiğim parayı vererek ilk hakiki BMX’ime sahip oldum.

 

 

 




Çok mutluydum artık. O zamanlar yatılı okulda okuyor, hafta sonları ve yaz tatillerinde sabah dokuz akşam dokuz bisiklet üzerinden inmiyordum. Bağdat caddesinde oturduğumdan bizim tarafta Tolga, Ertan, Burçhan, Akman, Kerim, Bülent, Vedat ve birçok BMX’e gönül veren arkadaşım oldu. Daha sonra şimdiki gibi sosyal medya olmadığından Ataköy’de, Büyükada’da ve Şişli bölgesinden arkadaşların olduğunu öğrendiğimizde ekip büyümeye ve aramızda tatlı bir rekabet yaşanmaya başlamıştı. Vakkorama adlı mağaza kaykaycıları gösteri için Türkiye’ye getirmiş, bizim için ilham olmuş ve Vakkorama yetkilileri ile irtibata geçerek rampayı bize vermelerini istemiştik.


Rampayı Fenerbahçe burnunda şimdi Turing tesisleri olan boş arsaya koyarak rampa hareketlerine başlamıştık. Türkiye’de BMX sporu’nun yeni yeni başlanması çeşitli firma yetkililerinin ilgisini çekmesi üzerine açılışlarında ve spor organizasyonlarında bizleri gösteri yapmaya çağırdılar. İlk başlarda ücret almadan yapmaya başladık. Daha sonraları yurtdışından sponsor firmaların bu iş için ücret ödediğini öğrendiğimizde yeni bisikletler almak ve yıpranan parçaları yerine koymak için konuyu yarı profesyonel aşamaya taşıdık. Bu da bizi firmalar gözünde daha itibarlı kılmaya, kendileri ile sözleşme yapan kişiler haline getirmişti.

Uzun seneler bisiklet fuarları, üniversite festivalleri, spor ayakkabı firmalarının organizasyonlarında yer aldık. Yaş ilerledikçe askerlik, iş ve evlilik hayatı yoğunluğundan boş vakitlerimde hobi olarak binen biri haline gelmiş oldum. Ama hiçbir zaman içimdeki BMX tutkusu ve ilgisi azalmadı. Çoğu kırklı yaşlarda olan ekip arkadaşlarımı tekrardan bulmaktan çok mutluyum.