Akman ATILGAN

Çorlu’da yaşıyorduk. İlk BMX’i orada 8 yaşındayken, 84 yılında gördüm. Mahallede bir çocuk almıştı.  Net hatırlıyorum kırmızı kadroluydu, sarı lastikleri vardı. “Buna dağ bisikleti diyorlar” deyip duruyordu. Çamurluksuz ve motosiklet tekerlerine benzeyen kalın dişli lastikleriyle çok havalıydı.  Aynı yaz Çorlu pazarının arkasında bir adamın 10 kuruş karşılığında bir turluğuna kiraladığı bir BMX’e ilk defa bindim. O hissi o kadar sevmiştim bana gösterdiği yerin elli metre daha ilerisinden dönünce ciddi azar işittim! 2 sene sonra İstanbul’da Küçükyalı’ya taşındık.  Sokağımızdan beyaz Bisan Freestyle’ı ile wheelie yaparak geçen Ertan Üçkumru’yu görünce beynimin zonkladığını hissettiğimi bugün bile hatırlıyorum. İlk işim teyzemden kalma ortadan katlanabilir Pinokyonun çamurluklarını sökerek önünü kaldırmaya çalışmak ve sırtüstü düşmek oldu. 2 sene sonra 88 yılında babamın hediyesi olan Bisan BMX ile hayatım değişti. Arkadaşım Özgür Doğuç’la kar yağmur çamur demeden bıkıp usanmadan BMX’lerimize binerek Ertan’ın mahallede dikkatini çekmiştik. Ertan bizden hem yaşça büyüktü hem de BMX konusunda hepimizden fazla bilgiye sahipti. Tüm hareketleri ondan öğrendiğimi  söyleyebilirim. Küçükyalı’da BMX üzerine kurduğumuz arkadaş grubu gün geçtikçe büyüdü. Ben, Ertan Üçkumru, Özgür Doğuç, Vedat İşçi, Kerim Selçuk, Bülent Öztürk, Boran, Göker, Oğuzhan Küçükyalı’da beraber sürdüğümüz arkadaşlarımdı. Ayrıca Anadolu yakasının farklı semtlerinde yaşayan Burçhan Acar, Tolga Şekercioğlu, Serkan Akdamar, ve Celal’le de sık sık beraber sürerdik. İyi marka BMX lere o yıllarda ulaşmak çok zordu. Posta çekiyle sipariş verir 3-4 ay bekler bisiklet gelince de parçalarına ayırır bölüşürdük. 94 senesinde İzmit’e taşınmamızla BMX hayatımda 15 yıl kadar süren bir boşluk oluştu. 2009 yılında tozlu 91 model GT Agressor’umu gün ışığına çıkarmamla BMX aşkım tekrar alevlendi. Hala da fırsat buldukça biniyorum. Avrupa yakasında olduklarını bildiğim ve kendilerinden sık sık bisiklet aldığımız Ataköy sürücüleri ile geçmiş yıllarda hiç tanışıklığımız olmamasına rağmen yıllar sonra onlarla da tanışarak bugün sık sık biraraya gelir ve BMX üzerine konuşur olduk. Yukarıda saydığım arkadaşlarımdan izlerini kaybettiğim birkaçı hariç hepsiyle görüşüyorum. Bu da BMX’in insanın çocukluğunda nasıl derin izler bıraktığını en iyi gösteren şey bence!